Sembolizm bölümünün ilk yazı grubu olan bu yazı dizisinde psikolojide rüya yorumlamaya ilişkin metod ve yaklaşımları göz atacağız. Rüyalar ile başlıyoruz çünkü kurgusal yaşantılırımızın (ki mit, kurmaca, rüya dışındaki gündelik yaşamın da hatırı sayılır bir bölümü böyledir) sembollerin, metaforların, rollerin yapısını ve işleyişini anlamak için işe rüyalardan koyulmanın iyi bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz. Doğrusu rüyalar ile üstte saydığımız diğer yaşantılar, anlatılar arasındaki ilişkinin çoğunlukla abartıldığını düşünüyorum. Edebiyat eserini rüya gibi ele almak gibi Karl Abraham’ım zamanında söylediği gibi “Rüya bireyin mitidir,” söylemini bütünüyle kabul etmek de aradaki ilişkiyi abartmak olur. Elbette gözardı edilemeyecek önemli benzerlikler söz konusu ki zaten bu yüzden rüyalarla başlamayı tercih ediyorum.